RÖPORTAJLAR: MURAT ÖZTÜTÜNCÜ
FOTOĞRAFLAR: ÖZGÜR GÜDERSOY
Murat: Hülya Hanım, jüri olmaktan keyif alıyorsunuz gördüğüm kadarıyla…
Hülya Avşar: Aslında jürilik benim en nefret ettiğim, en sevmediğim durumlardan bir tanesiydi fakat nasıl oldu bilmiyorum, Acun'un kurduğu kadrolarla jüri adı kalite kazandı ve gerçekten aslında çok önemli bir şey olduğunu ortaya koydu. Yani Acun, Ali Taran, Hülya Avşar, şimdi de Sergen derken bu yarışmadaki kadro, dolasıyla jürinin nasıl bir şey olabileceğini zaten Avrupalılar, Amerikalılar biliyordu, Türkiye'de ilk defa Acun sayesinde keşfetti. Şimdi tabi ki keyif almaya başladım, çünkü benim bulunduğum jürilerin sonucunda insanlar ekmek parası kazanıyorlar, beni en çok tatmin eden tarafı bu. Dolayısıyla yaptığım işten büyük keyif alıyorum. Özellikle yaptığımız O Ses yarışmasıyla da televizyonlarda sanıyorum başka bir ses yarışması yapılamaz hale gelecek çünkü her şeyden önce güvenilirlik önce söz konusu. Buradan çıkan kişi mutlaka bir albüm sahibi olacaktır ve arkasında durulacaktır bundan yüzde yüz eminim. Aslında ben yarışma olarak bakmıyorum, Acun'un yaptığı programların sonucunda insanlar ekmek parası kazanıyor, o yüzden başka gözle bakıyorum.

HÜLYA AVŞAR “BAŞKA YARIŞMA PROGRAMI YA-PI-LA-MAYACAK!”
Murat: Bugüne kadar yapılmış birçok ses yarışması var Pop Star olsun Alaturka olsun, onların bir tık üstüne mi çıkar bu yarışma sizce yoksa…
Hülya Avşar: Neee! Ben ne diyorum sen ne diyorsun, başka yarışma programı YAPILAMAYACAK, insanlar KATILMAYACAKLAR başka programlara çünkü ses yarışmasının nasıl olduğunu burada görecekler. Dediğim gibi en başta güvenilirlik. Yapmaya kalkabilirler belki. O, onların bileceği iş ama olmayacak yani. Bundan sonra ses konusunda yarışmaya katılmak isteyenler bir tek “O Ses Türkiye” programına katılacak. Ben de olsam öyle yapardım. Ben varım diye demiyorum bunu, bu program böyle bir program. Zaten orijinali var, orijinali de dünyada almış başını gidiyor program olarak.

Bir de Acun programlarına çok şey katıyor, televizyonu ve insanları bildiği için. Olmadık yerlerde olmadık şeyler yapabiliyor ve program orijinalinden çok daha iyi bir hale gelebiliyor. Hani nasıl televizyonlarda dizi dediğimiz zaman Ay Yapım akla geliyor son zamanlarda, gerçekten Ay Yapım yapıyorsa bu iş iyidir diyoruz. Acun'da bence televizyondaki yapımlarıyla olsun, yarışma programları olsun her neyse, dizi de yapabilir yakında onu da bekliyorum ondan, Acun yaptı mı olur, bu böyle bilinsin. Bana göre televizyonda iki güvenilirlik var, biri Ay Yapım, ikincisi de Acun diye düşünüyorum.
Murat: Dünkü çekimler bayağı keyifli geçmiş, yarışmacı adaylarında ki ışık sizi etkiledi mi?
Hülya: Ben şunu fark ettim buraya katılanlar, buranın dışında gördüğümüzde sevgi ve saygıyla saatlerce oturup dinleyebileceğimiz insanlar yani insan bazen karşısındaki kişinin bilgisini fark ediyor. Mesela ben müzik hayatında alaylıyım, şan derslerini saymazsak eğer, nota bilmem. Karşıma nota bilen insanlar da çıkıyor fakat bu onların kulakları benden daha iyi demek değildir, bu başka bir şey ama o tarz insanlar da çıkıyor ve yarışmaya katılıyor, sizden bir puan bekliyor. Bunlar çok hoş, bu yarışmayı ciddiye aldıklarını gösteren bir şey. Onlarla karşılaşıyorum ve çok hoşuma gidiyor.
Murat: O Ses Türkiye’den biraz bahseder misiniz? İnsanların akıllarında “The Voice” yabancı versiyonu var ama herkes merak ediyor. Perde nasıl açılıyor, jüri kendi yarışmacısını nasıl seçiyor?
Hülya Avşar: Şimdi burada herkes kendine ekip kuruyor, bütün jüriler tek tek. Bu ekibi kurmak için de arkası dönük sandalyelerden dinledikleri seslere dönüyorlar. Üç kişi döndüyse o üç kişi arasında o yarışmacıyı alabilmek için bir mücadele başlıyor. Yarışmacı jürinin arasından birini seçiyor ve onun ekibine katılıyor. Finalde bütün ekipler kurulduktan sonra aralarında bir düet yapacaklar, herkes kendi ekibinin içinde yapacak düeti, o inecek sekize. Sonra da zannediyorum, karşılıklı bütün ekipler düet yapacak ve olağanüstü sesler, şarkılar olacak. Her jüri kendi ekibine repertuarı kendi hazırlayacak. Onları yetiştirmeye çalışacak. Koçlar olacak ama onlar da yarışmacıların başında olacak. Finalde tabi ki kimin ekibinden kim kazanacak o çıkacak ortaya. Ve eminim bu kadar kişinin içinden çıkan kişi de çok önemli bir ses olacak. Ona bir albüm yapılacak, yani onu müzik hayatına kesin kazandıracağız.
HÜLYA “BAZEN ACUN’LA ÇOK UĞRAŞMAK İSTİYORUM”
Murat: Yetenek Sizsiniz sizin ilk çocuğunuz gibi, orada çok keyif alıyorsunuz, enerjinizin çok yüksek olduğu anlar oluyor. Yarışmacıdan aldığınız enerjiyle alakalı sanırım bu. Geçen hafta da çok yüksek enerjiniz vardı. Öyle değil mi?
Hülya Avşar: Evet, o gün öyle bir keyifliydim bilmiyorum. Bazen Acun'la çok uğraşmak istiyorum. O bana enerji veriyor gerçekten. Aslında televizyon seyircisi bizim Acun'la kamera arkası durumumuzu görse herhâlde çok şaşırır çünkü binde birini falan görüyorlar. Acun'la olduğum yerlerde enerjim yüksek oluyor.
M
urat: Sergen'le de kanınız tutmuş gibi gözüküyor. Sergen'de jüriye uyum sağladı değil mi?
Hülya Avşar: Evet çok çabuk sağladı. Sporcu insan her zaman öyledir zaten yani sporcu olmak, spor yapmak gerçekten insanı farklı yerlere götüren bir görev. Spor yapıyorsan her yere çok kolay uyum sağlıyorsun. Ne alakası var diyeceksin, o ayrı bir konu onu ayrıca anlatırım ama sporcu olduğu için bence yıllarca o kadar tribünlere, binlerce kişiye oynamış o ünün şöhretin ne olduğunu biliyor. İmza dağıtmış, havalara kaldırılmış, sevgi görmüş yani bu duyguları tatmış. O yüzden televizyona da yabancı değil, kalabalığa da, üne de şöhrete de. Bunların hepsi tabi çok olumlu etkenler.
HÜLYA AVŞAR “BU YARIŞMA ÇOK BÜYÜK İSİMLERİ ÇIKARTACAK, HALK BEN DAHİL HERKESTEN SIKILDI”
Murat: Reyting kaygınız da yok sizin Hülya hanım...
Hülya Avşar: Allah utandırmasın, Acun olduğu sürece benim reyting kaygım olmaz. Ben sırtımı dayamış vaziyetteyim hiç umurumda değil. Ama insanoğluyuz, Acun'un da yanıldığı mevzular, programlar olabilir. Fark etmez bunlar geçici şeylerdir ama eninde sonunda her zaman her şeyin en iyisini ve en reytinglisini yapacak. Acun olsun, biz olalım insanları kandırmadığımız için, insanlara güzel şeyler sunduğumuz için reyting kaygımız yok. Aman biz iki çığlık atalım, üç göbek atalım insanlar bizi seyretsin de olmadığımız için gerçekten bizim programlarımızdan bir şeyler alıyor insanlar. Bir kere o Yetenek Sizsiniz’ de inanılmaz hayat hikâyeleri var. İnanın ben orada bir üniversitede gibi hissediyorum kendimi, hayat dersi alıyorum, hayat üniversitesi resmen. Ve o kadar etkileniyorum ki her akşam evime gittiğimde mutlaka iki üç yarışmacı beni çok etkilemiştir ve onlarla ilgili düşüncelere dalmışımdır gibi görüyorum kendimi. Hatta bazen eve geliyorum Zehra'ya anlatıyorum, bak Zehra’cım böyle böyle bir şeyle karşılaştık diye. Bunları ben nasıl hissediyorsam seyirci de hissediyor, onlarda hayat dersleri alıyorlar, neler var hayatta onları görüyorlar. O Ses yarışması... Gerçekten muazzam sesler var. Dünyada da olsun Avrupa’da da olsun insanlar kendi ülkelerindeki seslere çok değer veriyorlar çünkü bu da önemli bir sektör. Niye biz böyle bir şey yapmayalım? Bu yarışmada da birçok insan sesi olup da ortaya çıkacak. Bir de ben dün aslında espri yaptım ama bunun biraz ciddi tarafı da vardı. Herkes Hadise'den, Mustafa'dan, Murat Boz'dan, Hülya Avşar'dan ne bileyim bir sürü isimden sıkıldı artık, değişik sesler istiyor dedim ama çok doğru söylediğimi düşünüyorum. İnsan biraz farklı bir şeyler bekliyor müzik hayatında da. O yüzden bu yarışmada çıkacak.
Facebook'ta bizi takip edin...
Comments[ 0 ]
Yorum Gönder